Güzelliği ve şefkati ile halk şiirlerine, şarkılara konu olan bir kuş türünü inceleyeceğiz bugün. Aslında hepimizin aşina olduğu kırlangıç kuşu… Çok soğuk havaları sevmeyen ve soğuk olmadığı takdirde dünyanın her yerinde yaşamaları mümkün olan kuşlardandır kırlangıç. Yuvalarını çamurdan yapmaları ile tanınırlar; yüksek binalarla, koca koca ağaçlarla hiç işleri olmaz onlar diyelim hatta. 100’den fazla türü vardır. Sadece 80 çeşidi bilinir geri kalanı bilinmez ancak bilinen 100’den fazla türü olduğu gerçeği hayatımızdadır. En bilinenleri kaya kırlangıcı, yar kırlangıç, ağaç kırlangıç, tencere kırlangıç ve kır kırlangıçtır.
Şu yer altına yuva yapma konusunu biraz açalım. Bazı kırlangıç cinsleri şehirde yaşasa dahi yüksek binaları sevmez, yüksek alanlara yuva yapmaz. Daha çok yerin altını tercih eder. Yavrularını korumak için yuvalarını yerin altına gizlerler. Oldukça akıllı kuşlardır aynı zamanda Tünellerini yukarı doğru eğimli yaparlar ki yağmur, kar yağdığında içeri su girmesin. Doğal bir koruma iç güdüsü ile zekanın muhteşem birlikteliği vücut bulmuştur kırlangıçlarda. Kırlangıç hikayesine geçmeden önce bu güzel kuşların vücut yapılarını inceleyelim.
Kırlangıç kuşları fiziksel özellikleri
Genellikle karınları beyazdır. Kuyruk, baş ve kanatları bunun tam tersi siyahtır. Gerdan ve alnı ise kahverengidir. Tüyleri parlaktır. Ayakları kısadır ancak tırnakları uzundur. Uzun tırnakları sayesinde düz ve yassı zeminlerde rahatça tutunabilirler. Çok ürkeklerdir, korkmak için hep bir bahaneleri vardır. Özellikle gök gürültüsünden çok etkilenirler. Gök gürlediği zaman muazzam korkarlar ve hatta bir süre sessiz kalırlar. Resmen hipnoz olmuş gibi öylece kalırlar. Diğer kuşların aksine tohum ya da meyve yemezler. Ot ve et de yemezler. Genelde sinek, sivrisinek ve hatta uğur böceği gibi uçucu böcekleri yerler. Oldukça hızlı uçarlar hatta gözünüzle takip etmeniz zor olabilir. Genelde sürü halinde uçarlarken bazıları tek takılmayı tercih edebilir. Kuyrukları uzundur. Hatta bu uzunluk sayesinde ani dalışlarda bulunabilirler. Onlar için kuyrukları iyi birer dengedir. Gagaları geniş ve yırtmaçlıdır. Boyları 10-23 cm’dir. Kanatları uzun ve sivridir. Yaz sonunda günler kısalınca, böcekler azalında bir göç mevsimi başlar. Bu kuşlar için rota artık Afrika’dır. Sonra ilkbahara doğru geri dönerler. Diğer göçmen kuşların aksine gündüz de göç yollarına devam ederler ancak hava şartları her zaman onların lehine olmaz. Çoğu kırlangıç göç sırasında olumsuz hava şartlarından dolayı hayatını kaybeder.
Kırlangıç yuvası
Kırlangıcın yuva yapması tam bir mühendislik harikasıdır diyebiliriz. Üstün zekalarını yuva yapmaları sırasında görüyoruz. Yuvalarını inşa ederken bazı özel teknikler kullanırlar kendilerine göre. Yuva yapma konusunda ustadırlar. Seçtikleri malzemeleri sıkıştırırlar ve gerilmeye elverişli hale getirip yuvalarını korumalı ve sağlam bir hale getirirler. Eğer zemine yuva yapıyorlarsa, çoğunlukla nehir ve sahil boyunu tercih ederler. Yuvalarını su basmaması için de eğimlerini ona göre ayarlarlar. Eğer binalara yuva yapacaklar ise çatı altlarına, saçaklarına ve pencere oyuklarına yuva yaparlar. Yuva yapma malzemeleri çamur ve kildir. Çamur ve kilden çanak şeklinde yuva yaparlar. Dişi kırlangıç, harcını erkeğin tükürüğü ile yapar. Sonra getirdiği çamuru bu tükürükle harmanlar.
Saman ve otlarla güzel ve dayanıklı bir yuva yaparlar. Geniş ve yassı gagası, yuva yaparken çok işine yarar. Yuvaları küçük yaparlar. Bazı türleri bina ya da yer altını tercih etmeyebilir. Bunlar gruplar halinde mağara, kayalık alanlar ve ağaçlara yaparlar yuvalarını. Dişi kırlangıçlar 4-5 yumurta yumurtlar, genelde tarçın renginde ve beneklidir bu yumurtalar. Eşler, nöbetleşe kuluçkaya yatar. Yavrular yuvadan çıktıktan sonra bir süre anne babalarının getirdikleri böceklerle beslenirler ve çoğumuzun aşina olduğu o görüntü ortaya çıkar; bir küçük yuva, ağzını açmış birkaç minik ve aç kırlangıç. Bu arada belki bir kırlangıç hikayesi değil ancak inanışa göre kırlangıçlar eğer alçaktan uçuyorsa bu yağmur yağacağı anlamına gelir.