Dik kulakları, kısa tüylü ve kuzgun siyah vücudu, efsaneleri ile ünlü bir ırk; Dobermann. Efsaneleri ile ünlü köpek dedik çünkü malum Dobermann efsanesini pek çoğumuz anımsarız. Hani şu meşhur “sahibini yiyen köpek” hurafesi. Saldırganlığı, korkunçluğu, zararlı oluşu ve daha pek çoğu ile hafızamıza kazınan ve fakat yetiştirilme şekli ile pamuk gibi bile olabilen bir ırkı tanıyoruz. Dobermann’ın bilinen ilk üreticisi Karl Friedrich Louis Dobermann isimli bir Alman vergi memuru. Kendi işinin yanı sıra belediyenin mezbahasında da deri yüzme işinde çalışıyor ve kasabanın başı boş köpeklerini toplamakla uğraşıyordu. Köpekseverlerin bir hayli fazla olduğu bir kasabada yaşamını sürdürüyordu öyle ki bu kasabada geleneksel olarak köpek gösterileri düzenlenip, pazarlar kuruluyordu. Kasaba halkı köpek üretimini ve Pazar kurup yarışmalar düzenlemeyi adete bir hobi haline getirmiştir. L. Dobermann da bu pazarların sıkı takipçisiydi. Yaptığı iş yoğun mesuliyet gerektiren bir işti zira işi paraylaydı. Kendisine mesai saatleri içinde koruma görevi yapacak bir köpeğe ihtiyacı vardı ama izlediği tüm gösterilerde bir türlü aradığını bulamamıştı. Onun ihtiyacı olan atletik, güçlü, zeki ve cesur bir köpekti. Gel zaman git zaman bu fikri kafasında epey geliştirdi ve en nihayetinde iki arkadaşıyla birlikte ilk üretimlerini gerçekleştirdi. Artık yaptığı köpek üretimleri o kadar ünlendi ki herkes onu tanır oldu. Köpekler alıcılar tarafından büyük ilgi gördü. L. Dobermann ve arkadaşlarının ölümünden sonra Otto isimli bir kişi de bu ırkla yakından ilgilenmeye başladı. Köpeğin vahşi ve saldırgan tarafını kırıp daha uysal bir hale getirmek istedi bu nedenle farklı çaprazlamalarla ırkın özelliklerini geliştirdi ve günümüzde Dobermann ırkı üremiş oldu. Yüzyıl geçmesine rağmen halen adından söz ettiren ve asil köpek olarak bilinen köpeklerden biri Dobermann. Enerji seviyesi yüksek, çok zeki ve eğitime kısa sürede karşılık veren bir ırk olarak karşımıza çıkıyor. Huyuna suyuna geçmeden önce dış görüntüsü ile de dikkatleri üzerine toplayan bu ırkın fiziki özelliklerine bir göz atalım.
Dobermann fiziksel özellikleri
Dimdik kulakları, simsiyah tüyleri ile bir ekoldür Dobermann. Zarif ancak adeleli ve güçlü bir köpektir. Derin göğsü, kısa sırtı, adaleli ve zarif bir boynu vardır. Kısa tüyleri fırça gibidir, serttir. İlk bakışta siyah renklidir anca mavimsi gri, kızıl veya açık kahverengi de olabilir. Tüyleri kısa, sık, serttir. Dişleri oldukça keskin ve güçlüdür. Gözleri canlı, keskin ifadeleri, zeki bakışlı ve koyu renklidir. Kulakları genelde ne yazık ki kesilir. İngiltere’de kulak ve kuyruk kesimini cerrahi yollar hariç yasaktır. Son zamanlarda neyse ki üreticiler yavruları doğal haliyle bırakıyor böylelikle kulakları av köpekleri gibi sarkık olabiliyor. Köpeğin dış görünüş icabı kısa kulak ve kısa kuyruklu olması beklense de henüz 12 haftalıkken kulak ve kuyruklarının kesilmesi düşüncesi bile insanı ürpertiyor.
Dobermann’ın karakter özellikleri nasıldır?
Mükemmel bir bekçi köpeği olarak üretimi yapıldı, malum L. Dobermann’ın da asıl amacı mesai saatleri içinde onu koruyabilecek bir köpek üretmesiydi. Çok yönlü ve zeki bir ırk olarak karşımıza çıkıyor Dobermann. Vücudundaki asalet, ruhuna da yansımış diyebiliriz çünkü o kararlı ve dik duruşu karakter özelliklerinde de görüyoruz. Korkusuz, kendine güvenen ve sanılanın aksine asla vahşi bir köpek değildir. Ailesiyle birlikteyken sadık ve sevgi doludur. Aile üyelerine fiziksel olarak da yakın olmak ister. Kendi haline bırakıldığında kendi isteklerini yapma eğilimleri olabilir bu nedenle komuta hep sizde olmalıdır. Doğal olarak bir korumacılığı vardır ki bu da genlerinden gelir. Koruma anlamında ekstra bir eğitime ihtiyacı olmasa da sosyalleşmesi önemlidir. Diğer hayvanları ve çocukları ne kadar erken tanırsa, onlarla iletişimi bir o kadar iyi olacaktır. Genel olarak dominant bir ırktır. Bazıları tüm aileye bağlanır bazıları da tek bir kişiyi sahibi beller. Bu nedenle sahibiyle sürekli iletişim halinde olmak ister. Çok havlama eğilimleri yoktur. Dobermann’ların en hassas noktaları kulakları ve kuyruklarıdır. Olası bir kavgada zarar görmemesi için kesildiği söylenir. Geldik kilit soruya, Dobermann evde beslenir mi?
Dobermann evde bakılır mı?
En sık sorulan sorulardan biridir; apartmanda dobermann beslenir mi sorusu. Dobermann apartman dairesinde bakılabilir ancak dikkat gerektiren bir bakımdır. Buradaki önemli unsur, köpeğin enerji seviyesi. Irkın, egzersiz ihtiyacı oldukça yüksektir. Bu nedenle evde enerjisini atması zor olacaktır. Bunu önlemenin yolu ise düzenli yürüyüşler ve aktivitedir. Yani Dobermann’ın günde bir kere sokağa çıkarmanız muhtemelen ona yetmeyecektir. Sabah akşam düzenli yürüyüşün yanı sıra top atma getirme, yüzme, antrenman gibi egzersizlerle köpeğin enerjisini atabilirsiniz.
Dobermann bahçede bakılır mı?
Dobermann soğuğu seven bir ırk değildir. Kısa tüyleri gereği derisine soğuk daha kolay geçer. Bu nedenle bahçede beslerken de dikkat etmeniz gereken şeyler vardır. Bunlardan ilki ve en önemlisi ona ısıtmalı bir alan yaratmanız olacaktır. Kulübede bakılırsa ölmez ancak ciddi hastalanmalar yaşama olasılığı da yüksek. Eğer soğukta kalırsa, ısınmak için kalori yakmaya başlar. Ne kadar iyi besleseniz de zayıf kalacaktır bu nedenle. İşte bu sebeptendir ki Dobermann’ların ısıtılmış alanlarda bakılması önemlidir. Bahçede bakacaksanız, Pimapen tarzı korunaklar yapabilirsiniz, soğuğu nispeten kıracaktır.
Dobermann sahibine saldırır mı?
Yazımızın en başında bahsettiğimiz Dobermann saldırır mı konusuna da bir açıklık getirelim. Dobermann’ların bir süre sonra hastalandığı ve delirdiği sonrasında da sahibine saldırıp parçaladığı söylenir. Bu kesinlikle aslı astarı olmayan bir durum. Pitbull’u düşünün. Verdiği zarar ve saldırganlıktan ötürü bakılması yasak olan hayvanlardan. Öyle bir şey olsa Dobermann sahipleri bu kadar rahat gezebilir miydi? Bırakın yasaklanmasını, en popüler ırklardan. Yani diyeceğimiz o ki Dobermann yaş ilerledikçe delirmez ve sahibine saldırmaz.
Dobermann’ın çocuklarla arası nasıldır?
Çocuklarla arası iyi olan köpeklerden biridir Dobermann. Özellikle dişi olanlar karakter itibarıyla daha yumuşak huyludurlar. Köpeğiniz ne kadar sosyalse çocuklar ve diğer hayvanlarla da arası bir o kadar iyi olur. Yetişkin ve insanlardan uzak büyümüş bir Dobermann’ın çocuklarla iyi geçinmesini bekleyemeyiz elbette. Burada önemli olan çocuklarınızın köpeğe nasıl davranacağını bilmesi ve köpeğinizin yetiştirilme tarzı.
Dobermann nasıl beslenir?
Dobermann’a ev yemeklerinin verilmesi önerilmez, daha çok kaliteli kuru mama verilir. Çiğ etten özellikle kaçınmak gerekir çünkü çiğ etin tadını alırsa kuru mama yemez. Bu yüzden genel olarak Dobermann’lara et verilmemesi önerilir. İlk 6 ay boyunca 3 öğün, 6-12 aylık süreçte 2 öğün ve 12 aylıktan sonra günde 1 öğün şeklinde beslenmesi önerilir. Kontrol ederek mama gramajları usulüne uygun verilmelidir.
Dobermann eğitimi nasıl verilir?
Genel olarak komutlara ve eğitime en iyi yanıt veren köpek ırklarındandır. Otur, yat, gel, bekle gibi komutları kolaylıkla öğrenebilir. Sahibi ile yürüme ve koşma uyumu sağlar, iyi bir eşlik etme köpeğidir. Kötü niyetleri iyi sezer ve hemen korumacı kimliğini devreye sokar. Eğer ilk kez köpek besleyecekseniz Dobermann uygun bir köpek olmayabilir ancak daha önce deneyimleriniz varsa Dobermann beslemek sizin için sorun olmayacaktır. Hassas koku alma duyuları sayesinde tuvalet eğitimi de zor olmayacaktır. Ayrıca bu dönemde çiş damlalarından da faydalanabilirsiniz.
Dobermann’da sık görülen hastalıklar
· Von Willebrand’s Hastalığı: Kalıtsal bir kan bozukluğu olan bu durum kanın pıhtılaşmasına müdahale eder. Ana semptom, bir yaralanma veya ameliyattan sonra aşırı kanamadır. Diğer semptomlar arasında burun kanaması, diş eti kanaması veya mide veya bağırsaklardaki kanama sayılabilir. Tedavisi yoktur ve normal köpeklerin kanından kan transfüzyonu şu anda tek tedavidir.
· Kalça Displazisi: Bu, uyluk kemiğinin kalça eklemine sıkıca oturmadığı kalıtsal bir durumdur.
· Progresif Retinal Atrofi (PRA): Bu, retinanın kademeli olarak bozulmasını içeren bir göz hastalıkları ailesidir. Hastalığın erken döneminde, etkilenen köpekler gece kör olur; hastalık ilerledikçe gün boyunca görüşlerini kaybederler.
· Hipotiroidizm: Epilepsi, saç dökülmesi, obezite, uyuşukluk, ciltte koyu lekeler ve diğer cilt rahatsızlıkları gibi durumlara neden olduğu düşünülen tiroid bezinin bir bozukluğudur. İlaç ve diyetle tedavi edilir.
· Wobbler Sendromu: Dobermann’larda kalıtsal bir durum olduğundan şüphelenilen, servikal vertebral instabilite veya kötü şekillendirilmiş bir spinal kanalın neden olduğu omurilik sıkışmasıdır. Belirtiler boyun ağrısı ve bacakların felcidir.
Bunların yanı sıra Dobermann’ların ciltleri de oldukça hassastır. Özellikle taranırken dikkat edilmelidir. Fazla tüy dökme eğilimleri olmadığı için taramanın hafif ve yumuşak şekilde yapılması önerilir.